Ulu Önderimiz, Ülkemizin kurucusu Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün ölüm yıldönümünde onu anlamak. Bir ülkenin kurucusu, tüm hayatını bir vatan, bir millet için harcayan bir lideri sizce anlayabilirmiyiz?
İlkeleri ve inkilaplarıyla bıraktığı vatanda onun görüşleri bizleri aslında çok ufku açık medeniyetlere götürmektedir. Kültürel değerlerimizin özgürlük ile harmanlandığı özgür bir yaşam bırakmış bize Ulu Önderimiz Mustafa Kemal Atatürk. O kadar ileri görüşlü bir liderimiz olmuşki bir asır önce bugün yaşadıklarımız/yaşayacaklarımız ile ilgili bize vaadler ve uyarılarda bilr bulunmuş.
Atatürk’ün Unutulmaz Sözleri
“Gençler cesaretimizi takviye ve idame eden sizlersiniz. Siz, almakta olduğunuz terbiye ve irfan ile insanlık ve medeniyetin, vatan sevgisinin, fikir hürriyetinin en kıymetli timsali olacaksınız. Yükselen yeni nesil, istikbal sizsiniz. Cumhuriyeti biz kurduk, onu yükseltecek ve yaşatacak sizsiniz.” Ne güzel bir söz ki, geleceğin gençlerin gücüyle ve özgüveniyle olacağını belirtmek. Her zaman geleceği gören bir kurucumuz olması gerçekten bizler için onur verici.
“Beni görmek demek mutlaka yüzümü görmek demek değildir. Benim fikirlerimi, benim duygularımı anlıyorsanız ve hissediyorsanız bu yeterlidir.” Beni görmemiş olabilirsiniz ancak ilke ve inkilaplarımı benimsemek ve onları kabullenmek benim için yeterli demiş kurucumuz. Bu iki cümle bile bize aslında o kadar güzel şeyler anlatıyor ki, ülkemizin ve vatanımızın ne kadar kıymetli olduğunu gösteriyor.
“Eğer bir gün benim sözlerim bilimle ters düşerse bilimi seçin.” Bilime o kadar önem vermiş bir liderimiz var ki, eğer bilim benimle ters düşüyorsa bilimi seçin diyebilecek kadar güçlü ve naif bir lider.
O’nu Anlayabiliyormuyuz?
Bizlere bıraktığı bu güzel ülkede O’nu ne kadar anlayabiliyoruz ve yaşatabiliyoruz. Ulu Önderimiz bizlere sadece özgür, hür ve demokratik bir ülke bırakmış. Onun bizlere bıraktığı mirası korumak ve yaşatmak bizlerin ana görevi olduğu kadar bunu sağlayabildiğimiz sürece de hür ve özgür bir şekilde yaşamaya devam edeceğiz.
O’nu anlamak için 10 Kasım‘ı anlamamız gerekiyor. Koca bir hayata sığan özgür bir ülke, içi içine sığmayan bir millet ve Cumhuriyet’i benimsemiş bir vatan. Aslında O’nu anlamak için söylediği birkaç sözü okumak yeterli. O’nu anladığımız sürece bu vatan hep var olacak.
“İki Mustafa Kemal vardır: Biri ben, et ve kemik, geçici Mustafa Kemal… İkinci Mustafa Kemal, onu “ben” kelimesiyle ifade edemem; o, ben değil, bizdir! O, memleketin her köşesinde yeni fikir, yeni hayat ve büyük ülkü için uğraşan aydın ve savaşçı bir topluluktur. Ben, onların rüyasını temsil ediyorum. Benim teşebbüslerim, onların özlemini çektikleri şeyleri tatmin içindir. O Mustafa Kemal sizsiniz, hepinizsiniz. Geçici olmayan, yaşaması ve başarılı olması gereken Mustafa Kemal odur!”