18 Mart Çanakkale Zaferi ile ilgili yazı ve kompozisyon

Sizler için derlediğimiz en güzel 18 Mart Çanakkale Zaferi ve Şehitleri Anma Günü ile ilgili yazı ve kompozisyon

  1. Yazı ve Kompozisyon

Yıl 1915. İngiltere’nin başını çektiği İtilaf kuvvetleri, Çanakkale Boğazı’nı geçerek İstanbul’u işgal etmek, Rusya’ya Yardım sağlamak ve savaşı kısa yoldan bitirmek amacıyla harekete geçerler. 18 Mart 1915’teki deniz Harekâtında hüsrana uğrayan İtilaf Devletleri bu kez 25 Nisan günü Gelibolu Yarımadası’na asker çıkarırlar ve böylece Çanakkale Savaşlarının sekiz buçuk ay sürecek kara muharebeleri başlamış olur. Savaşlar, hem denizde hem de karada devam eder. Bu arada Nusret Mayın Gemisi’nin gece döktüğü 26 mayın, İtilaf donanmasının bir bölümünün sonu olmuştur. Çanakkale Savaşlarının en kahramanca sayfalarını süngü savaşı ve cepheden hücum oluşturur. Gerek ordumuzun 19 Mayıs 1915 tarihinde Anzak Cephesi’ni yarmak için başlattığı gece saldırısı gerekse Avusturyalıların. Boyun mevkiini ele geçirmek için 7 Ağustos 1915 tarihinde yaptıkları karşı saldırı, savaşların en fazla can kaybına sebep olan olaylardır. Tarihin belki de en kanlı, en dramatik ve Türk kahramanlık destanlarıyla dolu bu savaşları, İngiliz, Avusturyalı, Yeni Zelandalı ve Fransız Birliklerin amaçlarına ulaşamayıp geri çekilmeleriyle son bulur.

2. Yazı ve Kompozisyon

1914-1918 seneleri arasında 1. dünya savaşında sırasında, Osmanlı imparatorluğu, Almanya ve Bulgaristan ile beraber ittifak devletleri arasındaydı. İngilizler ve Fransızlar ise itilaf devletlerini oluşturuyordu.

İtilaf Devletleri Rus Çarlığının, bolşeviklere karşı verdiği savaşa yardım götürmek amacıyla , boğazlardan geçip Rusya’ya yardım götürecekti. Mehmetçik Çanakkale Geçilmez parolasıyla yola çıktı ve 18 Mart 1915 senesinde Nusret Mayın Gemisi, ile düşman gemilerini denize gömdü. İtilaf devletleri Geliboluya asker çıkardı ancak kara savaşlarında da Mehmetçik , ANZAK askerlerini : Arıburnu, Anafartalar, Conkbayırı cephelerinde mağlup etti ve 253.000 askerimizin şehit düştüğü bu savaşta Türkler, Çanakkale geçilmez dedi. Topraklarımıza sömürge devletleri adına gelip ölen askerler için de M.Kemal ” Topraklarımızda yatan askerler , misafirlerimizdir, huzur içinde uyusunlar ” dedi. Yardım gidemeyince Bolşevik ihtilali gerçekleşti ve tüm dünya komutan M.Kemal’i tanıdı.

3. Yazı ve Kompozisyon

1. Dünya savaşının en kanlı bölümlerinden birini oluşturan Çanakkale savaşı, Türk ordusunun kazandığı destansı zaferlerden sadece birini oluşturmaktadır.

İtilaf devletlerinin müttefiklere Rusya’ya yönelik yardımlarını götürebilmek adına ve Osmanlı devletini savaş dışı bırakabilmek adına başlattığı bu savaşta, Osmanlı Ordusu 18 Mart 1915 de şerefli bir galibiyet almıştır.

Deniz savaşında ağır kayıplar yaşayan itilaf devletler, çözümü Gelibolu yarımadasına asker çıkarıp savaşı karadan bitirmekte aradılar. 25 Nisan 1915 de Conkbayırı civarında düşman ilerleyişini M.Kemal ve askerleri durdurmayı başardı ve bu savaş sonucunda M.Kemal albaylık rütbesine terfi ettirildi.

General Harrington komutasındaki itilaf devletleri askerleri 6-7 ağustos tarihinde tekrar hücuma kalktı ancak Anafartalar Kumandanı M.Kemal bu savaştan da kesin bir zaferle ayrılarak 1. Anafartalar muharebesini kazanmış oldu. Bu zaferin peşinden Kireçtepe ve 2. Anafartalar zaferlerinin de kazanılmasıyla birlikte Türk ordusunun verdiği 253 bin kayba karşılık zafer kazanılmış oldu.

4. Yazı ve Kompozisyon 

Bütün dünya ülkelerini ilgilendiren I. Dünya Savaşı, 1914 yılının Ha­ziran ayında, İngiltere, Fransa, Rusya, İtalya, Almanya, Avusturya- Macaristan, Bulgaristan ve Osmanlı Devleti arasında başlamıştı, İn­giltere ve Fransa’nın birlikleri, Çanakkale Boğazı’nı geçerek İstan­bul’a ulaşmak ve müttefikleri Rusya ile bağlantı kurmak istiyorlardı. Osmanlı Devleti, bu durumu önlemek için Çanakkale Boğazı ve Gelibolu Yarımadası’nda çetin bir savaşa girişti. Tarihte bu savaşla­ra “Çanakkale Savaşları” adı verilir, Bu savaş, sadece bizim tarihimi­zin değil, yakın dünya tarihinin de en önemli savaşlarından biridir.

1914 yılında I. Dünya Savaşı’nın başlamasıyla itilaf devletleri, İs­tanbul’u kuşatma hayallerini kurdular ve bu düşünceyle İngiltere ve Fransa işbirliği yaparak 3 Kasım 1914 gününün gecesinde Bozcaa­da’dan Boğaz’ın ağzına doğru yaklaştılar, Buradan istihkamlarımıza doğru ateş açtılar, ingilizler, Seddülbahir ve Ertuğrul tabyalarını, Fransızlar da Anadolu yakasında Kumkale ve Orhaniye tabyalarını havantopu ile dövdüler. Cephaneliğimize isabet eden top mermi­siyle on bir ton barut havaya uçtu, subay ve erlerimiz şehit düştü, İngiliz Donanma Komutanı Amiral Carden Çanakkale önlerinde gös­teriler yaptı, düşman denizaltıları boğazı geçmeye kalktılar.

24 Kasım 1914 günü bir Fransız denizaltısı Boğazın maviliklerinde belirdi. Bu denizaltıyı farkeden topçularımız düşman üstüne ateş yağdır­maya başladı. 2 Aralık günü İngiliz denizaltısı da bir deneme gerçekleştirdi. Derinden engelleri aşarak Boğaz’a girdi, 750 metre ilerde bulunan Mesudiye zırhlısına torpil atarak bu gemimizi batırdı. Zırhlımızda bu­lunan subaylardan 10’u ve erlerimizden 24’ü şehit düştü.

19 Şubat 1915 günü düşman savaş gemileri öğleye kadar uzun menzilli bir bombardımana girişti. Boğaz’a iyice sokuldular. Tabya­larımız akşama doğru düşman savaş gemilerine karşılık verdi. Ertuğ- rul ve Orhaniye tabyalarından atılan ateş karşısında düşman olduk­ça bocaladı.

itilaf devletleri gemileri umdukları gibi gibi ilerleyemiyor, amaçlarına ulaşamıyordu. Lodos fırtınasını başarısızlıklarının nedeni olarak görü­yorlardı. Havalar düzelince yeni saldırılar düzenlendi. Yine sonuç alınamayınca düşman gemilerine komuta eden Amiral Carden görevden alındı. Yerine 17 Mart 1915 günü Robeck atandı. Yeni komu­tan 18 Mart 1915 günü donanmayla Boğaz’a saldıracağını, yakında İstanbul’da olacağını Londra’ya iletti.

Bu arada Çanakkale Müstahkem Mevki Komutanı Albay Cevat Çobanlı 17-18 Mart gecesi Boğaza mayın hattı döşenmesi emrini verdi. Aldığı emir gereği Binbaşı Nazmi Bey Nusret Mayın gemisi ile o gece yirmi altı mayın, Boğaz’a on birinci hat olarak döşendi. Boğazdaki mayın sayısı on bir hat olarak 400’ü geçmişti.

İngiliz ve Fransız savaş gemilerinden oluşan, o dönemin en büyük deniz gücü, üç filo olarak sabah saatlerinde Çanakkale Boğazı’na girdi. Bu donanmanın ilk grubunu oluşturan filoda, İngilizlerin Que­en Elizabeth zırhlısı ile inflexible, Lord Nelson ve Agamemnon savaş gemileri bulunuyordu.

İkinci grupta ingiliz Kalyon Kaptanı komutasında Ocean, irresis­tible, Wengeance Majestic gibi savaş gemileri yer almıştı. Üçüncü filo ise Prince, Bouvet, Suffren gibi Fransız savaş gemilerinden oluşu­yordu.

İngilizler ve Fransızlar zayıf Türk savunmasını kolayca susturarak Boğaz’ı kolayca geçebileceklerini umuyorlardı. 18 Mart 1915 günü düşman savaş gemileri şiddetli bir ateşe başladılar. Rumeli Mecidiyesi’yle merkez bataryaları şiddetli bir ateşe tutuldu. Boğazdaki düş­man gemileri Hamidiye istihkamlarına yüklendi. Bunu gören Dardanos bataryaları ateşi üzerlerine çekmeye çalıştı. Az sonra, tüm ge­miler, Dardanos’a saldırdı, Dardanos tabyamız saldırılara şiddetle karşı koymaya başladı. Bu arada Mesudiye tabyası da ateşe başlamıştı. Mesu­diye üzerine ateş açılınca Hamidiye onun yardımına koştu. Bu ara­da kıyı bataryalarımız düşman üstüne ateş yağdırmaya başladılar. Bunalan düşman kaçmak isterken topçu atışlarıyla karşılaşıyordu. Düşman gemilerine göz açtırılmıyordu. Karşılıklı bu korkunç bom­bardıman bir saat kadar devam etti.

Bombardıman Türk tabya ve bataryalarına büyük zarar vermişti.

İtilaf devletleri, Çanakkale Boğazı’nın savaş gemileri ile geçemeyince bu defa çıkarma yapmayı planladılar. Artık Çanakkale kara savaşları başlıyordu. Kara savaşında düşmanın nereden çıkarma yapabileceği tartışıldı. Mustafa Kemal, Kabatepe ve Seddülbahir’den, Alman komutan Von Sanders ise Bolayır ve Anadolu yaka­sından çıkarma yapılabileceği görüşündeydi. Alman komutanı Von M. Sanders’in görüşü ağır bastı ve askerler o yöreye yerleştirildi. Düşman güçleri 25 Nisan 1918 sabahı Mustafa Kemal’in düşün­düğü noktadan saldırdı. 19. Tümen Komutanı Mustafa Kemal Kocaçimen’de Conkbayır’da, savaştı. Cephanesi biten askerlere: Süngü tak emrini verdi ve daha sonra şöyle seslendi:

“- Ben size taarruz emretmiyorum. Ölmeyi emrediyorum. Biz ölün­ceye kadar geçecek zaman içinde yerimize başka kuvvetler ve başka komutanlar geçebilir.”

Tarihin bu en büyük siper savaşı başlamıştı. Siperler arası uzaklık sekiz on metre idi. Türk siperlerinden hiçbir asker ayrılmıyordu. Şehit düşenlerin yeri derhal dolduruluyordu. Her adım başına bir mermi düşüyor; toprak adeta tüterek kaynıyordu. Düşman dalga­lar halinde Conkbayırı’na doğru ilerliyordu. Bu arada Mustafa Kemal, Anafartalar Grup Komutanlığı’na atandı. Anafartalar Savaşı’nda düşmanın attığı şarapnel misketi Mustafa Kemal’in göğsüne isabet etti. Ancak cebindeki saate çarptığından bir şey olmadı.

Kısa zamanda Türk ordusu her yerde büyük başarılar kazandı. Düş­man şaşkına döndü, bozguna uğradı.

Çanakkale kara savaşlarının en önemli cepheleri; Kumkale, Be- şike, Bolayır, Seddülbahir, Arıburnu, Kabatepe, Conkbayırı ve Ana- fartalar’dır. 19-20 Aralık’ta Anafartalar ve Arıburnu cephesi, 8-9 Ocak’ta Seddülbahir düşmanlar tarafından boşaltıldı. Böylece 1915 baharında parlak umutlarla karaya ayak basan birleşik düşman or­dusu 1916 kışında bozguna uğrayarak çekip gitti.

Çanakkale savaşlarında 253 bin üzerinde askerimiz şehit düştü;düşman kayıpları ise bu rakamın üstünde oldu.

Çanakkale savaşlarının unutulmaz kahramanı, Anafartalar Grup Komutanı Mustafa Kemal’in başarısı ilerde başlayacak Kurtuluş Savaşı’nın kaynağı oldu. Bağımsızlığımızı savunmak, yurt topraklarımızı korumak için yapılan savaşlar kutsaldır.

Ayrıca, 27.06.2002 tarihinde 4768 sayılı kanuna göre 18 Mart Şe­hitler Günü olarak kabul edilmiştir.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir